Ahmet Anıl KUTLU
İş Hanı Yönetim
57 yıllık yaşama sığdırılan
11 savaş,24 madalya,
7 nişan,13 kitap,1 ülke ve
milyonlarca özgür insan..
Ulu Önder
Mustafa Kemal Atatürk..
1997’nin 19 Mayısı..o sene bayram kutlamaları için kocaman bir gemi maketi getirilmişti okulumuza..şehrin stadyumun da eski senelerde sadece öğrenci olarak geçiş töreni yapmıştık..provalarda mürettebat kıyafetlerini giyip geminin bir ucundan tuttuğumda çocuk kalbim güm güm atmaya başlamıştı,kendimi o geminin kaptanı gibi hissetmiş,bir an başımı uzatıp geminin ismine bakmıştım..maket geminin ön kısmında büyük harflerle bir isim yazıyordu;Bandırma..
O güne kadar Mustafa Kemal’le ilgili bir çok bilgi edinmiştim ama Bandırma vapuru ile ilgili bir bilgim yoktu..on yaşında bir çocuk olarak Atam’la ilgili herşeye özel bir ilgi duyuyordumı..hemen şehir kütüphanesine gidip Bandırma vapuru araştırması yapmış bir çok not almıştım.. Mustafa Kemal Ordu Müfettişliği yetkisini aldıktan sonra duygularını şöyle ifade etmişti;’Talih bana öyle uygun koşullar hazırlamış ki bakanlıktan çıkarken,duyduğum coşkudan dudaklarımı ısırdığımı anımsıyorum..kafes açılmış,önümde geniş bir evren,kanatlarını çırparak uçmaya hazırlanan bir kuş gibiydim..’
Atatürk ve Bandırma vapurunun kaderi İstanbul-Samsun arasındaki uzun ve geleceği belirsiz bir yolculukta kesişmişti..cihan harbi ardından Osmanlı donanması ağır hasar almış,mevcut ve onarıma muhtaç olan gemilerde Almanya’ya bakıma gönderilmişti..bu bakımdan Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarını Samsun’a götürmek için eldeki olanaklara uyularak 1878’de İskoçya’nın Glasgow şehrinde inşa edilen Bandırma vapuru ayrılmış ve geminin süvariliğine İsmail Hakkı kaptan atanmıştı..o tarihte 41 yaşında olan Bandırma vapuru sürekli olarak Marmara denizi kıyılarında çalışmış,Karadeniz’e pek çıkmamıştı..Karadeniz’in hırçın dalgalarına dayanma gücü ve direnci az olan bu gemi ancak Marmara da çalışabiliyordu..ama bir şans olarak bu zorlu koşullarda,Kaptan İsmail Hakkı 21 yıllık kaptanlık serüveninde 5 yılını bir fiil Karadeniz de çalışmış bir kaptan olarak geçirmişti..
Kaptan,Mustafa Kemal Paşa tarafından haritalarla dolu masanın başına çağrıldığında gemi hakkında bilgi istendi,birlikte gidiş rotası saptandı..
Mustafa Kemal Paşa yol boyunca mümkün olduğunca kıyıya yakın bir rota izlenmesini istemişti.. bunda amaç düşman savaş gemilerinin saldırısı söz konusu olursa,en hızlı şekilde kıyıya geçmekti..çünkü işgal kuvvetlerinin planı Bandırma vapurunu Karadeniz’e çıktıktan sonra batırmaktı..ancak Bandırma vapuru planlanan rotayı takip etmediğinden bu emellerine ulaşamayacaklardı..
Bandırma vapuru kalkışından önce müttefikler tarafından didik didik aranırken,bu denetimler için Mustafa Kemal Paşa;’Ne ahmaklık! silahla cephanelik arıyorlar..bizse kafamızla,inancımızı götürüyoruz..!’diyecekti..yoluna koyulan Bandırma vapuru,19 Mayıs 1919 Pazartesi günü sabahı,08.15 de Samsun’a varacaktı..
O gün çocuk aklımla ne kadar çok mucize denilebilecek olayın bir araya geldiğini düşündüğümü hatırlıyorum..çocuklarımıza en başta mücadele etmeyi,inancı ve en önemlisi aklımızı kullanmayı öğretmemiz gerekliliğinin,en güzel örneklerinden biridir Bandırma vapuru..Atamın umuda yolculuğudur..
Işığında aydınlanacağımız,hiçbir an umudumuzu kaybetmeyeceğimiz güzel yarınlara..
Diğer Konuk Yazarlarımız
Alkan Yılmaz





























